Hakem kararları, Türkiye’deki futbol iklimi ve gündemle ilgili konuşan Asbaşkanımız Acun Ilıcalı, somut verilere dayanarak düzenlediği basın toplantısında şu açıklamalarda bulundu:
"Bugün daha önce de söylemiştik, 'Antalya maçımızdan sonra, önce durumu değerlendireceğiz kendi aramızda sonra da hakem hocalarımızı dinleyeceğiz ve açıklamalar yapacağız.' Açıkçası bugün Türkiye’de futbol ‘Futbol olarak oynanıyor mu?’ benim birinci sorum bu. Gerçekten her şey adil ve futbol tam anlamıyla adaletin uygulandığı bir spor mu? diye başlıyorum. Şimdi isterseniz 'Aynı filmin tekrarı olmayacak.' dedik maçtan sonra önce onu konuşalım.
‘BUGÜN KONUŞACAĞIM HER ŞEY SOMUT ŞEYLER OLACAK, BİR İDDİA, GRİ ALAN ÜZERİNDE KONUŞMA YAPMAYACAĞIM.’ HER ŞEYİ TAM ANLAMIYLA ORTAYA KOYACAĞIM
Öncelikle herkes şunu bilsin; bugünkü basın toplantısında konuşacağım her şey somut. Yarın öbür gün bana cevap verecek olacaktır illa ama şunu unutmasınlar, bugün konuşacağım her şey somut şeyler olacak, bir iddia, gri alan üzerinde konuşma yapmayacağım. Her şeyi tam anlamıyla ortaya koyacağım. Bize cevap verecek olanlar varsa da bu somut konular üzerinden cevap versinler. Desinler ki 'Burada 7 dedin 5, burada 5 dedin 10.' Bunu kabul ediyoruz. Ama kimse laf kalabalığı yapmasın, konuşmayı başka yerlere çekmesin, kendi kendine kinimi kusacağım diye bize saldırmasın. Bizim şu anda anlattığımız somut konular hakkında cevap veren versin. Tabii ki herkesin de cevap hakkı vardır. Somut konulara başlıyorum. 'Aynı filmi seyretmeyeceğiz.' demiştik biliyorsunuz, onu anlatalım. Biliyorsunuz iki sene önce Fenerbahçe lige yine iyi başladığı bir dönemde Galatasaray maçı sonrası, Galatasaray 2-0’dan maçı 2-2’ye getirip puan kaybettiği zaman Galatasaraylı bir yönetici, -kendisi de sonra özür diledi onun da hakkını veriyorum- şöyle bir demeçte bulundu; ‘Ligi bitirtmeyiz.’ Somut mu? Somut. Söylendi mi? söylendi. Sonra bu tehdit üzerine Türkiye’de bazı gelişmeler olup da defalarca Fenerbahçe’nin hakkı yendi mi? Yendi. 3 penaltının verilmediği, Jesus’un cinnet geçirip kırmızı kart gördüğü bir sezon yaşadık. Sonra da Galatasaray camiasından şöyle dendi hemen ‘Ya neden bu konuları geriyorsunuz, biz hepimiz kardeşiz, neden bu kadar tansiyonu yükseltiyorsunuz?’ sezon bitti. Geçen sezona geldik, yine geçen sezon ikinci haftaydı hatırlarsanız unutmayın… Türkiye’deki 8 hakem yorumcusunun onayı ile konuşuyorum. 8’de 7 konuşacağım hiçbir şey yok. 8/8 konuşuyorum. Galatasaray’ın Trabzonspor maçı sonrasında Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Dursun Özbek’in açıklamaları vardı. Hayatımda gördüğüm en kötü hakem, maçı Galatasaray kazanmış. Hakem hocalarımızın ortak yorumu da Galatasaray’ın aleyhine bir durum maçta yok, devamında maçtan sonra ‘orada el yok, sizin kirli elleriniz var.’ diye…Galatasaray Kulübü’nden resmi açıklama. Federasyona diyor ki; ‘orada el yok sizin kirli elleriniz var.’ (bizim maçımızla ilgili) Çok güzel, federasyona en ağır açıklamalar… Sonra bir anda tekrar aynı senaryo. Fenerbahçemizin her türlü puanı gasp ediliyor, sarı kart diye bir operasyon var… Geçen seneden hepiniz biliyorsunuz. Bilmeyenler için yine girip bakabilirsiniz. 3 sarı karta 15 sarı kartlık bir orantısızlık falan… Sonra da ‘yerli hakem istiyoruz.’ Bir anda Galatasaray öne geçiyor. ‘Hepimiz kardeşiz, futbolu germeyelim.’ En acısı da geçen sene… Onu da burada not olarak düşeyim.
GALATASARAY FUTBOLCUSU TORREİRA’NIN HAVAYA KALKAN YUMRUKLARI BANA GÖRE ‘TÜRK FUTBOLUNA, CENTİLMENLİĞE, FAİR-PLAY’E’ KALKAN YUMRUKLARDIR
Galatasaray-Fenerbahçe maçında haksız yere bir oyuncumuz atılmış, 8 hakem değil 150 hakemin 150 hakemi de olayın hakemi aldatmaya yönelik olduğunu biliyor ve bunun üzerine biz 10 kişi kaldığımız halde sevinen bir Galatasaraylı futbolcu var, aldatmayı yapan futbolcu da tribünlere böyle coşkuyla gidiyor. Bence sezonun özeti. Sizin oyuncunuzu ve hakemi aldattım, oyuncunuzu attırdım, tribünlere de işte bu diyor. Galatasaray futbolcusu Torreira’nın havaya kalkan yumrukları bana göre ‘Türk futboluna, centilmenliğe, fair-play’e’ kalkan yumruklardır. Sezon yine bir şekilde gidiyor… ‘Hepimiz kardeşiz’ Çok güzel. Yeni sezona başlıyoruz. Biz taraftarlarımıza bazı sözler verdik, onlara da buradan sesleniyoruz. Ne dedik? ‘Biz bu sistemi de yıkacağız.’ Öncelikle taraftarlarımızın bu sözü şöyle anlamasını istiyoruz. Biz bazı şeylerin düzeleceğini inandığımız için buradayız şu anda ve konunun sorumlularına bu sabah ziyarette bulunduk, derdimizi anlattık, adalet istediğimizi de belirttik ona da geleceğim birazdan.
GALATASARAY’A BU SENE GÖSTERİLMEYEN SARI KART SAYISI 14, 7 HAFTADA 14 SARI KART GÖSTERİLMEMİŞ
Sezon başlıyor… Yine somut konuşuyorum. Bugün bana Galatasaraylı yorumcular cevap verecek olursa açığım. Bütün hakem yorumcularının ortak, hep beraber verdiği karara göre; ‘Galatasaray’a bu sene gösterilmeyen sarı kart sayısı 14, 7 haftada 14 sarı kart gösterilmemiş. Varsa itirazı olan bana bir şekilde laf yetiştirerek değil, ‘Hakem hocaları 14 değil bak aslında 13’, 12 diyemezler zaten merak etmeyin. Hepsi beraber 14 demiş. Fenerbahçe’de bu rakam kaç diye merak edebilirsiniz, Fenerbahçe’de bu rakam 1. Galatasaray’da 14, Fenerbahçe’de 1 ve Beşiktaş’ta 1. Türkiye’de televizyona çıkan hakem hocalarının bugün 10’unda ortak kararıdır bu. 14 sarı kart gösterilmemiş, diğer takımlara 1’er tane gösterilmemiş. Şimdi size soruyorum, iyi dinleyin beni. Bir stoper oyuncusu sarı kart gördüğü zaman o defansı aynı şekilde yapabilir mi? o topa aynı şekilde girebilir mi? kırmızı kart korkusu yaşadığı zaman o oyuncunun topla münasebeti aynı olur mu? Sarı kart kredisi olan bir adamı indirdiği zaman eğer sarı kartı varsa indirebilir mi? Bunları soruyorum size. Türkiye’de sarı kart operasyonu yapılıyor derken biz neyi kastediyoruz? Sarı kart operasyonunun güzelliği nedir biliyor musunuz? Ertesi gün hiç kimse uyanmaz, vermezsin 3 tane sarı kartı, manşet olmazsın. Hakemliğin sorgulanmaz, ertesi gün maçını da alırsın. Kimsenin ruhu duymaz, o arada operasyonda bitmiş, bir takımın puanı gitmiş, denge bozulmuş. Abartısız konuşuyorum şu anda yani. Herkese soruyorum. Sarı kart verilmediği zaman bir maçta hakem non-stop sarı kart vermezse bu maç adil olur mu? Bu maça adalet tecelli eder mi?”
7 HAFTADA 7 PENALTIMIZ VERİLMEDİ
“Şimdi açıkçası yine 8 tane hakem hocasının bizzat kabul ettiği bir şeyi açıklıyorum size. Bunları toplu verdiğimiz zaman daha net olduğu böyle vermeye karar verdik ve basın toplantısını o yüzden düzenliyorum. Fenerbahçe’nin bu sene resmi olarak verilmeyen penaltı sayısı son haftaya kadar ‘6 maç 6 penaltı’ Triosundan başlayarak bütün hakem hocalarının hep beraber ortak karar aldığı 6 penaltı verilmemiş. 7. haftadayız, 7. penaltı da verilmedi merak etmeyin, onu birazdan söyleyeceğim.”
SORUYORUM SİZE BU NASIL BİR LİG, BU NASIL BİR DÜNYA?
Bu hafta ile beraber 7/7 oldu. 7 haftada 7 penaltımız verilmemiş. Soruyorum size bu nasıl bir lig, bu nasıl bir dünya? Anlatsınlar bana öğrenmek istiyorum, somut konuşuyorum. Bu arada yanlış anlamayın verilmeyen penaltılar da var tek tek hızlıca sayayım verilmeyen penaltıları; Adana Demirspor maçı kırmızı kart çıkması ver Osayi-Samuel’e penaltı verilmesi gerekiyor. Hakem hocalarının ortak kararı yine bu. Puan kaybettiğimiz Göztepe maçını hatırlayın yine ortak karar kırmızı kart + En-Nesyri’ye penaltı verilmesi gerekiyor. Yanlış anlamayın 2 puanımız da orada gitti. Yine başka bir trajedi, Rizespor maçında hakem hocalarımızın ortak verdiği kararlara göre 8/8 yine 3 penaltımız verilmemiş. Kasımpaşa maçında verilmeyen penaltımızı hatırlamayanlar için ben elimle göstereyim; el böyle, tabii ki sabıkalı hakem sahnede… Bizi Trabzon’da linç ettirmeye çalışan Dünya üzerinde oynanmayacak bir maçı, kalecinin kafası kanamışken bir şekilde oynatma inisiyatifini kullanan hakem o maça verildiği zaman biz zaten başımıza bir şeyler geleceğini biliyorduk. Oyuncularla da hafta içinde şöyle iletişim kurduk: Dedik ki bir-iki tane gol penaltı olur siz üç dört-tane atmaya çalışın. Çünkü durum belli. Top geliyor 30 metreden eline çarpıyor, hakemimiz gayet normal şekilde ‘devam’ diyor. VAR’ın zaten bir şey deme ihtimali yok ve bir penaltıda öyle gidiyor. Güzel!
BU LİG ADİL Mİ?
Ben buradan sesleniyorum. 7 haftada 7 penaltısı verilmeyen, 14 tane de rakibinin sarı kartı verilmemiş; soruyorum bu lig şu anda adil mi? Adilse adil deyin. Söyleyin bana, bu böyle değil. Biz de anlayalım. Belki biz yanlış biliyoruzdur. 14’e kadar saymayı bilmiyoruzdur. Öyle bir durum vardır ya da penaltılarda itilaf olan vardır ama acı gerçeği size söyleyeyim. Hepsi somut. O yüzden bana cevap verenler laf yetiştirmeyi bıraksınlar; somut üzerinden konuşalım.
Bu hafta bence 2x2’yi 3 yapma haftasıydı. Futbolda bunu da yaşadık. Gerçek anlamda söylüyorum. Bu yaşıma geldim, bunu yaşayacağımı tahmin etmiyordum. 2x2: 3 oldu. Futbolda penaltı verilir, verilmez. Hepsini anlarım. Hayatınız boyunca belki bir daha göremeyeceğiniz komedi yaşandı. Olayı size hatırlatayım, zaten hepiniz farkındasınız.
9.5 DAKİKASI VAR’DA DURMUŞ, 17 DAKİKA UZAMIŞ MAÇ 6 DAKİKA UZATILDI!
Galatasaray-Kasımpaşa maçı oynanıyor. El pozisyonu oldu. VAR bir el pozisyonunda 4.5 dakika, bir 5 dakikada…İki pozisyon toplam 9.5 dakika. 9.5 dakika oyun sadece VAR’da durmuş. Sistem ne? Bir kronometre alıyorsun. Ekrana bakıyorsun. Stop. Başlatıyorsun. Herhalde bunu ilkokul mezunu olmayan anne babasının da yavrum 10’a kadar say diye öğrettiği bir çocuk bu işlemi yapabilir. Toplamayı biliyorsa zaten yapıyor. 2x2, 2+2: 4. Hayır, maalesef olmadı. 2+2:3 oldu. Bunu da yaşadık. Maç sonuna Galatasaray 3-2 galip, gol yeme ihtimali var. 9.5 dakika VAR’da duran maçın üzerine 7-8 dakika daha uzamış. 17 dakika uzamış maçın 9.5 dakikası sabit uzamış maçın sonuna 6 dakika uzatma geldi. Bunu da yaşadık. Maç VAR’da durdu. Uzatma 6 dakika. Enteresan, tamam. Bu artık başka boyut. Gördüm, görmedim; penaltı değil falan değil. Toplama yapılmamış kabul.
GOLDEN SONRA MAÇ BİTMEMEYE BAŞLADI
Allah’ın işi bu 6 dakikanın da 5. dakikasında gol geldi. Gol oldu, 6 dakika uzama var. Golden dolayı da 1 dakika daha ekleyebilirsin. Gol uzatması 1 dakika olur. Elini bol tuttun. 1.5 dakika yap, kabul. Bir anda maç bitmemeye başladı. Bir anda 6 dakika oldu mu sana 9.5 dakika. Maçın son üç dakikasını anlatıyorum: Mükemmeldi. Seyrettiğim için çok şanslıyım çünkü hepimizin bilgileri böyle hep beraber alması lazım. Orta yapılıyor, Kasımpaşalı futbolcular ayağı ile topu uzaklaştırıyor. Hakem, ‘durun’ diyor. Maç duruyor. Anlattığım her şey somut. Videosunu da seyredin. Herkes duruyor. Hakem, ‘bir şey var mı?’ diye soruyor. Ondan sonra herhalde oradan ‘yok’ diyorlar. Peki. Ondan sonra hakem ‘devam’ diyor. Bir orta daha. Bir karambol. Topu tekrar uzaklaştırıyorlar. Hakem bir daha, ‘Hop, hop. Durun’ diyor. Ne oldu? Niye durduk, şimdi? ‘Bir dakika, yok mu bir şey?’ diyor. Abartı yapmıyorum, gerçekleri anlatıyorum. Oradan cevap geliyor, ‘yine bir şey yok.’ Hakem ‘tamam’ diyor. Tahmin edeceğiniz gibi maç 6 dakikada bitmiyor. 9.5 dakikada bitiyor. Fazladan yine 1.5 dakika uzama. Maç böyle bitti.
MAÇTAN SONRA BAŞKANIMIZDAN OPERASYONA HAZIR OLUN MESAJI GELDİ: BAŞIMIZA YARIN MUTLAKA BİR ŞEY GELECEK
Biz hemen yönetim olarak toplandık. Başkanımız da bu konuda tecrübeli. Ben biraz bu konuda yeniyim. Başkanımız yıllardır katliama uğradığı için, hemen Başkanımızdan uyarı geldi. ‘Arkadaşlar operasyona hazır olun. Başımıza yarın mutlaka bir şey gelecek.’ ‘Başkanım, o kadar karamsar düşünmeyin ben de mümkün olduğu kadar hep iyi düşünmeye çalışacağım. Olmaz olmaz’ diyen biriyim. Aynen şöyle dedi: ‘Yarın operasyon olur, lütfen futbolcularımızı motive edin. Daha fazla gol atmamız lazım.’ Peki, maç başlıyor. Yine komik şeyler yaşadık. Bunu stattakiler ne derece gördü, görmedi bilmiyorum.
YAN HAKEM SÜREKLİ BAYRAK KALDIRDI. VAR’SIZ MAÇ OYNADIK
Futbolda bilinen bir kural var. VAR’dan beri yan hakem ümit verici atakta bayrak kaldıramaz, dimi? Futbolun F’sinden anlayan herkes bunu biliyor. Önce bayrak kaldırılmıyor, atak sonuçlanıyor. Atak sonlandıktan sonra da yan hakem tarafından bayrak kaldırılır, duruma bakılır. Maç başladı. Dzeko’ya derinlemesine bir top. Ofsaytla falan zaten alakası yok. Tut ki tereddütte düştün. Yan hakem, şak bayrağı kaldırıyor. Ne oldu? Kural böyle değil. Somut konuşuyorum. Cevap yetiştireceksiniz bu pozisyon üzerinden gelin, cevap yetiştirin. Bana cevap verenlere, bize cevap vereceklere sesleniyorum: Bize somutla gelin. Biz şu anda anlattığımız her şeyi somut olarak ortaya koyuyoruz.
İkinci yarı başladı. Yan hakem uzun topta, hoop bayrağı kaldırdı. Yanımda Sevgili Ahmet Ketenci var. Maçı beraber seyrediyoruz. ‘Ahmet dedim, kurallar değişmiş olabilir mi? Bu hafta takip edemedim. FIFA’dan kural mı geldi’ dedim. ‘Yok’ dedi. ‘Bu adam devamlı bayrak kaldırıyor.’ Dedim. ‘Bilmiyorum’ dedi. Devamlı, biz atak yapıyoruz, hoop bir bayrak daha kalkıyor. Atak yapıyoruz, ofsayt mı, değil mi, bilmiyoruz. Bırak bizi. Bırak, bari VAR’a gidelim. VAR’a da gidemiyoruz. Bizim maçta bir anda VAR kalktı. VAR’sız maç oynadık.
18 SANİYEDE MAÇ BAŞLADI
18 saniye, 6 salise de oyun başladı. Somut konuşuyorum. Şimdiye kadar Türkiye topraklarında VAR başladığı günden beri 18 saniyede başlayan oyun var mı? Soruyorum herkese. Somut. Cevap verecek olan bana bir tane pozisyon gösterecek, tereddütlü bir pozisyon. Ne olduğu belli değil. Biliyorsunuz, bugün hala tartışılıyor. Bu pozisyona 18 saniyede karar verilecek, haa! Ahmet Ketenci ile yine biz ipad’den pozisyona bakacağız acaba gol olabilir mi, diye. ‘Boşuna bakıyorsun’ dedi. Dedim niye? ‘Maç başladı’ dedi. Kafayı bir kaldırdım, top orta sahada. Ne oldu VAR! VAR da bitti.
BU YAŞADIKLARIMIZ REZALET: KURALLAR UYGULANMIYOR
Öncelikle bunların adı, bu yaşadıklarımızın adı rezalet. Bu oynanan da şu anda futbol değil. Başka bir şey oynanıyor. Artık kuralların dışına çıkıldı. Futbolun yazılı kuralları vardır. Okursun, kurallar böyle; oynayayım dersin. Şu anda kuralları geçtik, kurallar uygulanmıyor. Başka şeyler uygulanıyor. Ama nedense Fenerbahçe’ye karşı. O da enteresan.
Şöyle de bir konu var. Galatasaray maçında hakem 6 dakika uzattı diyoruz, maç zaten 10 dakika uzamış. Orada enteresan bir görüntü ortaya çıkıyor. Buradan bütün Fenerbahçelilere de sesleniyorum, bütün Galatasaraylılara ve herkese sesleniyorum: Ben Galatasaraylı, Beşiktaşlı arkadaşları, dostları olan bir insanım. Babam Beşiktaşlıydı. Türkiye’de her kesimden sanatçısı olsun, futbolcusu olsun. Galatasaraylı, Beşiktaşlı futbolcularla samimiyeti olan bir insanım. Bunu da hiçbir zaman inkar etmedim. Hepimizin de çevresinde mutlaka Galatasaraylı, Beşiktaşlı vardır. Biz aynı vatanın evlatlarıyız. Milli takımda futbolcular nasıl birbirine sarılıyorsa, özel hayat başka bir konudur ama konu Fenerbahçe olduğu zaman benim babam rahmetli olduğu için adını kullanmayacağım, kimseyi tanımam diye geçiyorum. En başından itibaren söylüyorum. Hayatımda da Fenerbahçe ile ilgili ne istenirse Aziz Yıldırım döneminde de altını çizerek söyleyeyim; Ali Koç döneminde de yaptım. Bugün de yönetime davet edildim. Yine yapmaya devam edeceğim. O yüzden o dostluk başka saha içi durumu başkadır.
OKAN BURUK’UN SÖZLERİ TÜRK FUTBOLUN ÖZETİ
Okan Buruk’un kalkıp maçın 88. dakikasında hakeme söylediği cümle aynen şu: ‘Hocam bu penaltıyı verirsen burada bir daha maç yönetemezsin.’ Türkiye’de futbolun geldiği şu andaki durumu aslında özetleyen bir cümle çünkü zaten yıllardır bunu yaşıyoruz. Okan Buruk aslında doğru söylüyor. 8 hakemin 8’inin de penaltı dediği pozisyondan bahsediyor, Okan hoca. Diyor ki, 8 hakemin 8’i de buna penaltı diyor ama sen bu 8 hakem gibi düşünürsen ve bu penaltıyı verirsen bir daha burada maç yönetemezsin diyor. İşte Türk futbolunun özeti. Hakem de ondan sonra iyi bakın, dakika yaklaşık 86 değil mi... Sonra ne oluyor? Uzatma bir anda 6 dakikaya düşüyor. Hakem tehditi almış. O tehditi almış, ne yapacak! Maç yönetmek istiyor. Kariyerini devam ettirmek istiyor. Zaten daha önce başkalarının başlarına gelmiş. Öyle bir şey yaparsa zaten onlara maç verilmemiş. Adam da bunu biliyor. Düşünsenize daha önce zaten Galatasaray’ın aleyhine bir şey yaparsan maç verilmiyor, şimdi de yaparsam verilmeyecek diyen hakem maçı kaç dakika uzatacak. Düdüğü çalıp o anda bitirmediğine şükredelim. Adam 86’da maçı bitirse şaşırmam zaten. Ayıp olmasın diye 6 dakika ekledi zaten ne niyetteydi bilmiyorum da…
O RUH HALİ, BU RUH HALİ İŞTE…
Geçen seneye gidelim. VAR’dan verilen Galatasaray-Antalyaspor maçında penaltı. Hakem hocası geliyor, adam çıldırmış. Hakeme diyor ki, ‘Bu penaltıyı niye verdin?’ O da diyor ki, ‘VAR verdi.’ ‘VAR’a soruyor, sen niye verdin?’ O da diyor ki, ‘Ben o anda hangi ruh halindeydim, niye verdim bilmiyorum.’ Ben size o ruh halini anlatayım. O ruh hali, bu ruh hali. 20. dakikada penaltı. Hoop, maç gitti, bitti. Sonra da inanılmaz bir şey. Operasyon bittikten sonra yine gelecekte şuna dönecek. ‘Yaa bu hakemlere yüklenmeyin. Bunlar bizim evlatlarımız. Niye ortamı böyle geriyorsunuz? Futbolu böyle germeyin.’ Tabii çok güzel.
Konuyu bağlayacağım ama konuştuklarımızın yeterli olduğunu ve başka polemikler konuşulsun istemiyorum. Yönetim olarak aramızda toplandık. Bugün Sevgili hocamız Mourinho, Jesus da bunları yaşadı. Yanlış anlamayın. Protestosunu gösterdi, biliyorsunuz. Bütün dünyada da haber olduk ama bence şu anda işin magazinindeyiz. Bu kafayla gidersek zaten, bilmiyorum Türk futbolu nereye gider ama şimdi taraftarlarımıza söyleyeceklerim var. Onun öncesinde federasyonla ilgili bölümü söyleyeyim.
FEDERASYON ADALET GETİRMEK İSTİYOR
Federasyonumuza bugün ziyarette bulunduk. Bu olayları belgeleri ile sunduk. Federasyonumuz yeni bir federasyon. Öncelikle taraftarlarımızın da bu konuda şu açıdan bakmasını istiyorum; bugün bu federasyon, ‘Haydi saldıralım, federasyona yüklenelim.’ federasyonu değil. Şu anda bize bazı sözler vermiş, ‘Adalet gelecek.’ demiş, seçimi ‘Adalet getireceğiz.’ diyerek kazanmış ve bugünkü görüşmede de aynı şeyler konuşuldu, federasyon tarafı adalet getirmek istiyor.
FENERBAHÇE OLARAK YILLARDIR BULAMADIĞIMIZ ADALETİ BULMAK İÇİN BURADAYIZ VE BUNU BAŞARACAĞIZ ZATEN
Biz adalet istiyoruz, ayrıcalık istemiyoruz. Fenerbahçe olarak yıllardır bulamadığımız adaleti bulmak için buradayız ve herkese bir kez daha söylüyorum, bunu başaracağız zaten. Başaracağız da ortalığı yakarak, yıkarak değil, iletişimle, somut örneklerle olayı ortaya koyarak başaracağız. ‘Haydi yüklenin, federasyonu yıkın…’ Niye yıkayım? Federasyon başkanı bana, ‘Burada bir şey yok, sorun yok.’ dese ben tabii ki o zaman ‘Başka bir tavır alalım.’ derim. Yönetimimiz de Başkanımız da mutlaka böyle düşünecek.
FEDERASYON BAŞKANIMIZ DA OLAYIN VAHAMETİNİN FARKINDA
Başkanımızın dediklerini iyi anlayamayanlar için bir kez daha anlatayım. Futbolda federasyon başkanı telefon açıp da hakemle konuşmuyor. Futbolda federasyon başkanı müdahil olmuyor. Futbolda federasyon başkanı böyle bir durum olduğu zaman oradaki oyuncuları değiştirebilir. Onun yetkisi o. Operasyona müdahil olamaz. Federasyon başkanımız da olayın vahametinin farkında. Bu konuştuklarımızın hepsi somut zaten. Kendisi de bu olayın vahametinin farkında. Bize -daha önce de başkanımızın söylediği gibi- ‘Adalet konusunda güvenin, adalet konusunda kimseye taviz vermeyeceğiz.’ diye söyledi.
‘ADALETİ GETİRECEĞİZ’ DİYORLAR. ONLARA O KREDİYİ VERMEK ZORUNDAYIZ
Niye her şeyin daha iyi olacağını düşünüyoruz bunu anlatmak istiyorum. Ortada bir facia var. Ortada aklın almadığı bir durum var. Doğru. Federasyon da diyor ki, ‘Ben bunun farkındayım. Somut. Buna mutlaka izin vermeyeceğiz.’ Bugün Beşiktaş’ın da aynı şekilde yakınmaları var, birçok takımın da var. ‘Biz adaleti getireceğiz’ diyorlar. Onlara o krediyi vermek zorundayız. Unutmayın, Başkanımızın bir sözü vardı, ‘Düzen değişecek’ diye. O düzen (parmağını şaklatır) böyle değişmiyor. Keşke öyle olsa. Hiçbirimiz sihirbaz değiliz. Düzenin değişmesi için ne gerekiyor? Biz her zaman ‘Bir yapı var.’ dedik. MR’lar burada, çıktı. Şu anda yapı var mı? Var. Federasyon başkanımız, ikinci başkanımız hep beraber bu yapıyı mutlaka, inanıyoruz ki yıkacaklar. Adalet istiyoruz ve bunun da altını çiziyoruz.
BİZ FENERBAHÇE TARAFTARI TEVECCÜH ETTİĞİ İÇİN GÖREVE GELDİK. BİZİ ONLAR SEÇTİ. SİZİN YIKMA ÇABANIZLA BİZ GİTMEYECEĞİZ
Son olarak da taraftarlarımıza seslenmek istiyorum. Ben tribünlerden gelen biriyim. İlkokuldan beri param olmadığı dönemde 6-7 sene açık tribünde öğrenci halimle maç seyrettim. Daha sonra Allah kapalı tribünü nasip etti derken locam oldu. Allah nasip etti, bugün de yöneticiyim. Şunu iyi bilsinler, hayatım boyunca gördüğüm bütün başarılar kenetlenmekten geçiyor ve taraftarlarımız da bunun en güzel örneğini son Avrupa maçında verdiler. Önce sosyal medyada kendi kendilerine rüzgâr yapıp ya da bizim düşmemiz için bekleyip, ‘Düşseler de saldırsak.’ diyenlere şunu söylüyorum, bizim arkamızda kim var biliyor musunuz? Fenerbahçe taraftarı. Biz Fenerbahçe taraftarı teveccüh ettiği için göreve geldik. Bizi onlar seçti. Sizin yıkma çabanızla biz gitmeyeceğiz. Bu bize kuvvet verecek.
BAŞARININ TEK BİR SIRRI VAR; TEK YÜREK OLMAK, BİRLİK OLMAK, HEP BERABER AYNI YOLDA GİTMEK
Biz mağlubiyette de kenetlenmeyi bilen, düştüğü zaman kalkmayı bilen taraftarımızla Allah izin verirse gümbür gümbür bu yolda yürüyeceğiz. Ben de elimden gelen her şeyi sonuna kadar yapacağım. Başkanımızın teveccühüyle yönetimdeyim. En önemli konu, Başkanımızın göreve geldiği günden beri nasıl bu kulüp ekonomik olarak bu noktaya geldiyse, nasıl geçen sene haksızlıkla giden şampiyonluğu yaşadıysak bu sene de sistemi de devirip -ki federasyon başkanımız bu konuda bize çok güven verdi- inşallah bu rezaletlerin yaşanmasını engelleyip şampiyonluğa hep beraber koşacağız. Başarının tek bir sırrı var; Tek yürek olmak, birlik olmak, hep beraber aynı yolda gitmek.
BİR GRUP DA YIKILALIM PEŞİNDE. ONLAR GELECEĞİ DEĞİL, KAOSU İSTİYORLAR. ONLAR ŞAMPİYONLUK İSTEMİYORLAR, KAOS İSTİYORLAR
Eleştiri tabii ki olsun. Sabah sevgili Feridun Niğdelioğlu’nun eleştirilerini okudum mesela. Bana hiç batmıyor. Ağır eleştiriler yapmış. Bana batmıyor çünkü yorumlar yapıyor. Olabilir. Muhalif gazetecileri okuyorum, bana batmıyor. Ama bir grup da yıkılalım peşinde. Onlar geleceği değil, kaosu istiyorlar. Onlar şampiyonluk istemiyorlar, kaos istiyorlar. 8., 7., 6. haftada bir şekilde yönetimi yıkma çabasının bir takıma ne faydası olabilir. Başarısızlık var mı? Eylül ayındayız. Demek ki burada da bir şeyler dönüyor. Ama taraftarlarımız Union SG maçında futbolcularımıza, hocamıza, bize sahip çıktılar. Sokakta, orada, burada aldığım tek bir enerji var, ‘Arkanızdayız, yürüyün…’ O yüzden sosyal medyada da bu tip operasyonel insanlar devam etsinler. Bunlardan hiçbir zaman korkumuz olmadı. Ben 20 yıldır ünlüyüm. 20 yıldır bana denmedik bir şey kalmadı. Bana orada bir şeyler yazıldığı zaman sadece gülerim. Kendi bildiğimi, doğrumu yaparım. Ekip olarak, yönetim olarak, takım olarak kenetlendik. Şimdi karşımızdaki düşmanların ne olduğu, bugün sistem zaten ortada, onu da yıkıp Allah izin verirse gümbür gümbür şampiyonluğa koşacağız. Destek istiyoruz. Bizimle beraber olsunlar. Güçlü olduğumuz zaman yıkamayacağımız hiçbir şey yok.
SORU-CEVAP
Asbaşkanımız Acun Ilıcalı açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
(Sistemi yıkamazsanız ne yapacaksınız?) Biz sistemi yıkacağız diye geldik. Bu sistemi yıkacağız. Yıkamazsanız ne yapacaksınız derken şunu söyleyelim, yerli hakem diye bir şart olduğunu düşünmüyorum. Bunun zaten B planı var. Federasyon başkanımız samimi. Şunu çok iyi tahmin ediyorum ki, federasyon başkanımız şu anda bu konunun derinine iner, bakar, ümitsizlik varsa çok güzel bir çözüm var. Getirirsin yabancı hakemi. Yabancı teknik direktör gelmiyor mu? Millî takımın teknik direktörü yabancı değil mi? Yapamayan varsa yenisi gelir. Futbolun milleti olmaz. Getirirsin yabancı hakemi, sistemi yabancı hakemlerden kurarsın bitti gitti. Hata yaptığı zaman deriz ki, ‘hakemin basireti bağlandı.’ Ben Championship’te kulüp sahibiyim. Oranın en köklü kulüplerinden biri, 1904 yılında kurulmuş. Hakem konusu falan yok İngiltere’de. Sebebini söyleyeyim mi? Art niyet yok. Hakem skandalı oluyor, hakem her türlü hatayı yapıyor ama ertesi güne konu kalmıyor çünkü hakem baskı altında değil. Hakem hatasını yapıyor, duruma göre ceza alacaksa alıyor.
Trio konu değil burada, bütün hakem hocaları konu. Cihan hocamız yanlış bilmiyorsam bir toplantıya katılıyor, kızının nickiyle: ‘En büyük Galatasaraylı Mira’. Unutmuş herhalde. Zaten bunu konuşmamıza gerek yok, sonrasını ben konuşmayacağım. Hakem kızının nickiyle toplantıya katılıyor, en büyük Galatasaray yazıyor. Bu sezon içerisinde çok büyük bir skandal gibi gelmiyor bana, daha büyüklerini yaşadığım için bu artık bizim için normal bir konu. Kızı Galatasaraylı, hakem de Galatasaraylı olursa…
Bizi şu tarafa doğru itmeyin, gitmeyeceğiz. Şu anda federasyona karşı agresif olmayacağız çünkü federasyon yeni bir federasyon. Bu olayı görüp çözmesi lazım değil mi? Gelecek, görecek, çözecek. Onlar da bilmiyordu, beklemiyordu böyle bir şey. Onlar da şaşkın şu anda. Onlar şaşkın değil mi zannediyorsunuz? Hayretler içerisinde bir başkan gördüm karşımda ‘Bunlar nasıl olur?’ diye. Doğru. O yüzden şu anda olayı diyalogla çözeceğiz.
Türkiye’de ne oyunlar oynandı. Biz geleceğimiz zaman seçimden önce şu denmedi mi; ‘Ankara Ali Koç’u sildi, Ankara Ali Koç’u reddetti.’ O zaman söyledim, yine söyleyeyim. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuların hiçbir yerinde hiçbir zaman olacak biri zaten değil. Başkanımızla ilgili de bakış açısı, -bizi de sağ olsun kabul etti- verdiği enerji belli. Ama sistem şu, ‘Bakın onların arası kötü, beyefendi sıcak bakmıyor.’, Fenerbahçe taraftarını bile provoke etmeye kalktılar. ‘Cumhurbaşkanı Fenerbahçe’ye sıcak bakmıyor, yıkın Fenerbahçe’yi.’ Taraftarı bile buna inandırdılar. Kendisiyle zaman zaman görüşüyorum. Futbol aşığı, futbolu, sporu destekleyen bir Cumhurbaşkanı var. Kalkacak da Fenerbahçe’ye bir şekilde zarar vermeye uğraşacak... Bunlar yaratıldı. Şimdi de aynı şekilde. Biz algı üzerinden gitmeyeceğiz. Adalet istiyoruz, federasyonumuza güveniyoruz. Şimdi hemen klipler yapılmasın, ‘Güveniyoruz.’ dedin bilmem ne. Güveniyorum kardeşim. Ben güvenirim. Yarın, öbür gün güvenim boşa çıkarsa… Ne istiyorsunuz? Manyak mısınız? Güvenirsin, yarın güvenin sarsılır, hayat böyle değil midir? Tanışırsın, güvenirsin, güvenin sarsılır ona göre pozisyon alırsın. Neyin peşindesiniz? Ne yapsın? Hakemi o mu seçiyor? Başkan mı yönetiyor? Hayır. ‘Çözeceğim’ diyor, biz de güveniyoruz. Bu kadar basit
(Hakem şikâyetleri hakkında) Fenerbahçe maçından sonra ‘Pozisyon penaltı.’ deyip ertesi gün ‘Penaltı değildi.’ şeklinde demeçler veren bir yapıya sahip değiliz. Gözümüz kararmadı. Olayı bir yere sürmek için gözümüzü karartıp bu konuda net bir şekilde ‘Haydi saldır.’ yapmayacağız. Biz bu konuyu çözeceğiz, onun için buradayız. En komiği şu, ben şunu demiyorum, ‘Galatasaray aleyhine Türkiye Liglerinde hiç hata yapılmadı.’ demiyorum. Yapılabilir zaten. Ne tesadüftür ki, bu sene Galatasaray’a haksız olarak verilen penaltı 8’de 8 hiç yok. Bir, iki tane buğulu, ‘Verilir.’, ‘Verilmez.’ denen var. Bizimkinde 8 hocanın 8’i de demiş ki, ‘Penaltı.’ Galatasaray’ın böyle bir durumu yok. Ama onlar da hakemlerden yakınıyorlarsa saygımız sonsuz. Gitsinler yakınsınlar. Konu Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor değil. Altını çiziyorum, bize operasyon yapılmaya kalkıldı. Ben onu ortaya koyuyorum, geçmişiyle beraber. Beşiktaş’ın pozisyonu bence de 100% penaltı. Ne diyeyim. Adam güreşiyor, ‘Devam.’ diyor. Değerli yöneticileri var, mutlaka kendi dertlerini anlatırlar. Bana soruyorsanız yarın yabancı hakem getiririm. Yetkim olsa yarın yabancı hakem getiririm, hakemlere de, ‘Biraz dinlenin de ülkenin tansiyonu düşsün, rahatlayalım.’ derim. Bunun çözümü bence bu. Federasyon başkanımız öyle düşünmüyor, saygı duyuyorum. Getir yabancı hakemi adam hata yapsın, diyelim ki, ‘Adam hata yapar, ne olacak?’ ‘Kafasında tilki var.’ demeyelim. 3 dakika önce tehdit alıp maçı ortada bitiren hakemlerden kurtulalım istiyoruz. Bu konuya bakış açımız belli.
Hakkımızı yedirmeyeceğiz. Taraftarlarımız şöyle anlamasın, bugün bir hatayla bir takım Dünya Kupasında yarı finalde elenebilir. Ona kim ne yapsın değil mi? Biz sistemi yıkacağız. Başkanımız bu sözü verdi. Başkanımıza sonuna kadar güveniyoruz. İlk önce federasyon değişti Türkiye’de. Ondan sonra da sistem yıkılacak. Bu konuda taraftarlarımızın güvenmesini istiyorum. Biz ortalığı yangın yerine veri iletişimsizlik üzerine bir dünya kurmayacağız. İletişimimizi kuracağız, bu sistemin yaşamasına izin vermeyeceğiz. Böyle göstereceğiz, rezil edeceğiz. Herkes hemfikir olacak, bu sistem yıkılacak. Bu kadar adaletsizlik dünyanın hiçbir yerinde yaşanmaz. Burası Patagonya değil, Türkiye. Türkiye’de de her şeyde olduğu gibi kanun var. Futbolun kanunu da mutlaka işleyecektir.
Hocamız şaşkın. Anlam veremiyor. Yan hakemin bayrak kaldırmasına gösterdiği şaşkınlığı anlatmam mümkün değil. Devamlı bayrak kaldıran bir yan hakem. En son ne yaptığını biliyorsunuz. Sevgili hocamız üzerinden yorumlarla konuyu dağıtmak istemiyorum. Bahsettiğimiz konu çok net. Somut şeyler, somut raporlar, somut göstergeler var. Hocamıza güveniyoruz. Kariyeri, kupaları belli. Onunla beraber şampiyonluğa yürüyeceğiz. En önemli desteğimiz de taraftarımızdan gelecek. Onlar da bizi bu yolda destekleyerek hep beraber inanacağız. İnanıyoruz zaten. İnancımızın karşılığını da alacağız.
(Sistem kimlerden oluşuyor?) Kimlerden diye bir konu yok. Konu şu. Kimlerden nasıl oluştuğu bizi ilgilendirmiyor. Biz yapıyı yıkacağız. Hata yapan gidecek. Hata yapıyorsan gideceksin. Sistem bu. Ben polis değilim, müfettiş değilim, bir şeyi araştırmak zorunda da değilim. Yapamıyor, gidecek. Sistem böyle yıkılır. Failini bulsan ne olacak bulmasan ne olacak. Biz bir girdabın içerisine girmeyeceğiz. Yapamayan gidecek, yapılamıyorsa da bunun sonu mutlaka yabancı hakem olacak. Bu işin kuralı budur ve böyle olacak diye düşünüyoruz.
İnşallah daha güzel basın toplantılarında, daha mutlu günlerde beraber oluruz. Ülkemizin bu futbol kaosundan çıkacağından şüphemiz yok. İnşallah en kısa sürede adalet gelir. Her zaman söylediğim gibi yine söylüyorum. Biz ayrıcalık değil, adalet istiyoruz.